Reel kurlar, uluslararası ticarete konu olan malların rekabetçi güçlerini ve dolayısıyla ülkenin dış ticaret dengesini etkiler. Reel kurlar, kısa vadede, hem reel hem de parasal değişkenlerden etkilenmektedirler. Dış pazarlardaki rekabet güçlerinin sürdürülebilmesi açısından, ihracatçı şirketlerin reel kurların aşırı değerlenmesini tercih etmemeleri ve ortadan kaldırılması konusunda imkanları dahilinde karar alıcılara baskı yapmaları beklenir. Bu çerçevede, ihracatçıların menfaatleri ve baskı güçlerinin, ekonomi politikalarına, sağlıklı bir dış ticaret dengesinin oluşturulması yönünde yansıması olasıdır. Bu makalede, ihracatçı şirketlerin girdilerde yurt dışına (ithalata) bağımlılık dereceleri ve birim karlılık/markalaşma oranlarının kur tercihleri üzerindeki etkisi incelenmektedir. Basit bir model eliyle, girdilerde ithalata bağımlılığı yüksek olan ihracatçı şirketlerde, yerel kurların değerinin yükselmesinin karlılığı yükseltebileceği görülmektedir. Bu durumda, yukarıdaki beklentinin aksine, ihracatçı şirketler, kurun değer kaybetmesini değil değer kazanmasını tercih edeceklerdir. Geliştirilen basit model, bu “hoş olmayan reel kur aritmetiğinin” kısır döngüye yol açarak ülkenin toplam dış dengesini kötüleştirici bir süreci tetiklemesinin mümkün olduğunu göstermektedir: ithalat bağımlılığı ihracatçıların reel kurun değerlenme yönündeki tercihini güçlendirirse, ithalata bağımlılık daha da artacak ve bu çerçevede kısır bir süreç ortaya çıkabilecektir. Model, markalaşmanın ithalat bağımlılığının bu menfi etkisini zayıflatacağını da ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, bu sorunun gelişmiş olanlardan çok gelişmekte olan ülkelerde görülmesi daha olasıdır. |